Smith’in Kozmolojik Argümanlarına İtirazlar – Robin Collins

Smith’in Kozmolojik Argümanlarına İtirazlar – Robin Collins

Aralık 6, 2023 0 Yazar: felsefelog

Smith’in Argümanının Özeti

Quentin Smith, açılış kısmında, evrenin kendi kendine neden olduğu ve dolayısıyla varlığının kendi kendini açıkladığı iddiası için ustaca bir argüman sunmuştur. Daha sonra, evrenin kendi kendine neden olduğu ve dolayısıyla kendi kendini açıkladığı gerçeğinin teizmle tutarsız olduğu iddiasına geçer. Ana argümanı, evrenin her bir zamansal parçasının, kendisinden önce var olan zamansal parçalar açısından bir açıklaması olduğu varsayımına dayanmaktadır. Smith’in kullandığı temel zamansal parçalar anlık evren durumlarıdır. Smith’in argümanına geçmeden önce, sabırsız okuyucunun atlayabileceği iki teknik ayrıntıdan bahsetmemiz gerekiyor.

 İlk teknik husus, Albert Einstein’ın özel görelilik teorisine göre tüm evrenin anlık durumundan mutlak anlamda söz edilemeyeceğidir, zira uzamsal olarak birbirinden ayrı iki olayın ancak belirli bir eylemsiz referans çerçevesine göre aynı anda meydana geldiği düşünülebilir. Örneğin, biri Amerika Birleşik Devletleri’nde diğeri Çin’de olmak üzere saniyenin trilyonda biri kadar bir süre yanıp sönen iki ampul düşünün. Her bir ampulün yanıp sönmesi bir olay olacaktır. Bu iki olay yerdeki sabit bir gözlemciye göre eşzamanlı olsa bile, uçakta hareket eden bir gözlemciye göre eşzamanlı olmayacaktır. (Yer ve uçağın her biri özel görelilik terminolojisine göre bir “eylemsiz referans çerçevesi” oluşturur). Bu nedenle, evren için belirli bir referans çerçevesi seçilmeli ve ardından bu çerçeveye göre bir dizi anlık durum tanımlanmalıdır. Bunu yaparsak, bu anlık durumlara ait olaylar kümesinin seçiminin, hiper yüzeyleri tanımlarken kullanmayı seçtiği referans çerçevesine bağlı olduğunu kabul ederek, evreni sürekli bir dizi anlık evren durumlarına (AED) dilimlenmiş olarak düşünebiliriz -literatürde sabit zamanın hiper yüzeyleri olarak adlandırılır-

 İkinci teknik husus, kuantum mekaniğinin standart yorumunun ima ettiği, doğa yasalarının indeterministik olması meselesidir. Bu durum Smith’in argümanını sunma şeklinde bazı zorluklar ortaya çıkarmaktadır. Eğer doğa yasaları deterministik olsaydı, o zaman t1 zamanındaki herhangi bir AED, daha sonraki herhangi bir t2 zamanındaki bir AED’i tamamen açıklardı, yani t1 zamanındaki AED’in varlığı doğa yasalarıyla birleştiğinde mantıksal olarak t2 zamanındaki AED’i gerektirirdi. Bununla birlikte, eğer evren indeterministik ise, o zaman genel olarak t1’deki AED artı doğa yasaları daha sonraki bir t2 zamanındaki AED’yi gerektirmeyecektir. Dahası, t2 zamanından önceki tüm AED’ler artı doğa yasalarının bile t2’deki AED’yi gerektireceği şüphelidir. Dolayısıyla, Smith’in her AED’nin bir önceki AED tarafından nedensel olarak açıklandığı varsayımı en iyi ihtimalle çok şüphelidir. Ancak yanıtımın geri kalanında, indeterminizmin ortaya çıkarabileceği sorunları görmezden gelecek ve Smith’in argümanı kurma şeklini kabul edeceğim.

Smith’in başvurduğu temel ilke, Smith’in Nedensel Açıklama İlkesi olarak adlandıracağımız aşağıdaki ilkedir (NAİ):

NAİ: “Parçaların her birinin varlığı nedensel olarak açıklandığında, bütünün [ya da bütünün parçalarının] varlığının mantıksal bir sonucu olduğu için, bütünün [ya da parçaların toplamının] varlığı da mantıksal olarak açıklanmış olur.”

Bu ilke evrene uygulandığında, evrenin parçaları yukarıda tanımlanan toplam AED kümesidir. Evren ister sadece tüm AED’lerin toplamından oluşmuş olarak kabul edilsin, isterse parçalarının toplamının ötesinde ve üstünde bir şeyden oluşmuş olarak kabul edilsin, tüm AED’lerin toplamı mantıksal olarak evrenin varlığını gerektirir, Dolayısıyla, herhangi bir AED’İN önceki bir AED açısından tam bir nedensel açıklaması olduğundan, NAİ ile evrenin varlığı mantıksal olarak açıklanır.

Smith, evrenin yalnızca sonlu sayıda yıl yaşında olduğu standart Büyük Patlama kozmolojisiyle başa çıkmak için, evrenin yalnızca başlangıç tekilliğine karşılık gelen bir t0 zamanından sonra var olduğu, ancak tekillikte var olmadığı anlamında bir “başlangıcı” olmasına rağmen, standart Büyük Patlama kozmolojisinde evrenin ilk anının olmadığını belirtmek gibi akıllıca bir hamle yapar. Dolayısıyla, t zamanındaki herhangi bir AED için, her zaman t’den önce var olan bir AED olacaktır, ancak tekillikten sonra, aslında sonsuz sayıda AED olacaktır. Örneğin, herhangi bir t zamanı için t0 ile t arasında her zaman bir AED ve elbette bu yarı nokta (yani ½t) ile t0 arasında sonsuz sayıda başka bir AED olacaktır. Dolayısıyla bir “başlangıcı” olsa bile evrene NAİ uygulanabilir.

Smith’e Cevabım

Smith’e yanıt olarak, ilk olarak açılış vakasında ele aldığı gülle örneğinde, patlamayı içeren anın silindiği bir değişiklik sunacağım. Önce, zamansal aralıklarla ilgili terminolojiyi açıklamamız gerekiyor. Kapalı bir aralık, uç noktalarını içeren bir aralıktır, oysa açık bir aralık uç noktalarını içermez; yarı açık bir aralık uç noktalarından birini içerir ancak diğerini içermez. Bu nedenle, örneğin, toptaki barut tam olarak 12:00’de patlamaya başladıysa, 12:00’den 12:02’ye kadar olan ve hem 12:00’yi hem de 12:02’yi içeren zaman aralığı kapalı bir aralık olacaktır. Öte yandan, saat 12:00’den sonra ancak 12:02’den önce olan tüm zamanlardan oluşan (ve dolayısıyla ne 12:00 anını ne de 12:02 anını içeren) zaman aralığı açık bir aralık olacaktır.

Şimdi barutun öğlen 12:00’de patladığı ve güllenin öğlen 12:02’de yere düştüğü yukarıdaki örneği düşünün. Ayrıca, 12:01 ile 12:02 arasındaki açık aralığı göz önünde bulundurun. Açık aralıktaki (12:01pm-12:02pm) herhangi bir anlık gülle durumu, aynı açık aralıktaki önceki anlık gülle durumları artı çevresel durumların sonsuz kümesi tarafından nedensel olarak açıklanır. Dolayısıyla, PCE ile açık aralıktaki (12:01pm-12:02pm) tüm gülle durumları toplamı, barutun patlamasına ve hatta 12:01pm’deki veya öncesindeki durumlara atıfta bulunulmaksızın mantıksal olarak açıklanmaktadır. Sonuç olarak, açık aralıktaki (12:01 ile 12:02 arası) gülle durumlarının hiçbirini açıklamak için barutun patlamasına gerek yoktur.

Smith, açılış kısmında gülle ile ilgili benimkine benzer bir argümana yanıt veriyor. Diyor ki:

Hataları, Büyük Patlama’dan sonraki ilk saatin, benzersiz bir durum olan kozmik tekillik nedeniyle bir ilk ana sahip olmadığını fark edememeleridir. Şu anda ya da bahsettikleri çeşitli saatlerde kozmik bir tekillik yoktur ve Big Bang kozmolojisi bu saatlerin ya da saatlerce süren süreçlerin bir ilk anının olması gerektiğini ima eder. Top güllesinin hareketinin ilk anlık durumu barutun patlamasıyla dışarıdan kaynaklanır. [İtalikler bana aittir]

Bu yanıt Smith’in gülle argümanı için ne kadar değerli olursa olsun, benim sunduğum argümanla alakasızdır. Benim argümanım güllenin hareketinin bir ilk örnekten yoksun olmasına bağlı değildir. Yalnızca saat 12:01’den sonra gülle durumlarının zamansal olarak sıralanmış sonsuz bir sürekliliği olmasına bağlıdır; güllenin hareketi için bir ilk anın varlığına dair hiçbir şey varsaymaz. Ancak Smith’in argümanının işe yaraması için, evrenin zamansal olarak sıralanmış sonsuz sayıda durumdan oluştuğunu varsayması gerekir; bu nedenle gülle örneğindeki varsayımım Smith’in genel varsayımının sadece özel bir örneğidir. Eğer böyle bir süreklilik varsa, o zaman matematiğin kurallarına göre sonsuz sayıda gülle durumu içeren açık aralık da mantıksal olarak var demektir.

NAİ’nin bu anlamı, Smith’in ya (i) NAİ’yi reddetmek; (ii) Patlamanın gülle durumları dizisine neden olduğunu reddetmek; ya da (iii) NAİ’yi korumak, ancak patlamanın gülle durumları dizisi için ek bir açıklama sağladığını iddia etmek zorunluluğunu doğurur. Muhtemelen Smith (i) ya da (ii) seçeneklerinden birini tercih etmek istememektedir. Ancak (iii) seçeneğini kabul ederse, teist bunun Tanrı’nın evrenin varoluşu için sağladığı türden bir ek açıklama olduğunu iddia edebilir. Dahası, patlama açık aralıktaki (12:01pm-12:02pm) gülle durumlarının tam bir açıklamasını sağlamak için gerekli olduğu ölçüde, teist, evren bir başlangıç noktası içermese bile, Tanrı’nın evrenimizin tam bir açıklamasını sağlamak için gerekli olduğunu iddia edebilir. Yukarıdaki gülle örneğinin Smith’in genel argümanının yetersizliğini gösterdiğine inanıyorum. Ancak tam kusuru bulmak daha zordur. Sorun, sonsuz bir nedenler dizisiyle uğraşıyor olmamızdır ve sonsuzlukla uğraşırken genellikle paradokslar ortaya çıkar. Böyle bir paradoksu örneklemek için, Smith’in argümanında varsaydığı gibi, evrenin sürekli bir anlık evren durumları (NAİ) dizisinden oluştuğunu düşünün. Dolayısıyla, herhangi bir anlık durum olan U(0) ile daha sonraki bir durum olan U(1) arasında, bunların ortasında yer alan bir ara durum, U(½), olacağı düşünülür. U(0)’ın U(1)’e neden olabilmesi için önce U(½)’ye neden olması gerekir. Ancak, U(0)’ın U(½)’ye neden olması için önce U(¼)’e neden olması gerekir ve U(¼)’e neden olması için önce U(⅛)’ye neden olması gerekir, ad infinitum. Bu dizi asla tamamlanmadığından, bitişik nedensellik durumunda bir olayın diğerine nasıl neden olduğu şaşırtıcıdır. Başka bir deyişle, U(1)’in doğrudan nedeni asla bulunamaz.[1] U(0) ve U(1) arasındaki hiçbir durum doğrudan neden değildir, çünkü her zaman bir aracı vasıtasıyla U(1)’e neden olur ve bu da her zaman başka bir aracı vasıtasıyla U(1)’e neden olur, ad infinitum. Buradaki endişe, filozofların bir durumun asla diğerine neden olmayı başaramadığı kısır bir sonsuz gerileme olarak adlandırdıkları şeyin ortaya çıkmasıdır.

Smith’in evrenin varoluşuna ilişkin açıklamasının temel felsefi kaygılarından biri döngüsel olmasıdır. NAİ, parçaların her biri açıklanırsa bütünün varlığının da açıklanabileceğini ileri sürer. Ancak evrenin her bir parçasının açıklaması da evrenin diğer parçalarına başvurarak açıklanır. Dolayısıyla bütün, kendisinin diğer parçaları tarafından etkin bir şekilde açıklanır: toplam parçalar kümesinin (tüm NAİ) varlığı bütünü açıklar ve parçaların her biri nedensel olarak bütünün zamansal olarak önceki parçaları tarafından açıklanır. Bir başka endişe de sonsuz gerileme sorunudur. Evrenin bir parçası (bir NAİ) bir ya da daha fazla önceki parça tarafından açıklanır, o da bir ya da daha fazla önceki parça tarafından açıklanır, ad infinitum. Dolayısıyla, Bir kimsenin açıklamaya başladığı evrenin bir parçası, açıklamayı yapan parçanın her zaman daha fazla açıklamaya ihtiyaç duyması nedeniyle asla tam olarak açıklanmaz. Teistin peşinde olduğu tam da bu tür bir açıklamadır. Her halükarda, bunlar Smith’in argümanıyla ilgili sorunun doğru teşhisleri olsun ya da olmasın, yukarıdaki gülle vakasının onun genel argümanının doğru olamayacağını gösterdiğine inanıyorum.


Çevirmen: Arda Özel

Dipnotlar

[1] Bitişik nedensellik, neden ve sonuç arasında her zaman aracıların bulunduğu nedenselliktir ki bu Smith’in öngördüğü nedensellik türüdür çünkü herhangi iki anlık evren durumu arasında her zaman sonsuz sayıda başka anlık evren durumu vardır


Kaynak: Robin Collins, Objections to Smith’s Cosmological Argument (2008), https://infidels.org/library/modern/robin-collins-not-self-caused/ , Erişim Tarihi: 07.12.2023

Robin Collins’in cevap verdiği Quentin Smith’in makalesi için bkz:

Quentin Smith, Kendi Kendinin Nedeni Olan Bir Evrene İlişkin Kozmolojik Argüman, (Çev. Arda Özel), https://felsefelog.com/2023/09/12/kendi-kendinin-nedeni-olan-bir-evrene-iliskin-kozmolojik-arguman-quentin-smith/ , Erişim Tarihi: 11.12.2023