William Lane Craig ve Kelam Kozmolojisi Bağlamında Ardışık Eklemeli Argüman – John Danaher

William Lane Craig ve Kelam Kozmolojisi Bağlamında Ardışık Eklemeli Argüman – John Danaher

Ocak 14, 2025 0 Yazar: felsefelog

KKA’ya[1] aşina olanlar, ikinci önermesinin aşağıdaki gibi olduğunu bileceklerdir:

(KKA2) Evren var olmaya başlamıştır.

Ayrıca Craig’in argümanın bu önermesini dört ayrı alt argümanla desteklediğini de bileceklerdir; bunlardan ikisi gerçek bir sonsuz fikrine karşı “apriori” argümanlar, diğer ikisi ise mevcut bilimsel teorilere dayanan “aposteriori” argümanlardır. Bu bilimsel teorileri tartışmak çok eğlenceli olsa da, bunlar sadece bir yan gösteridir(veya daha az önemli olan yan argümanlardır). Craig’in kendisi de öncül (2) için birincil gerekçenin “apriori” argümanlardan geldiğini kabul etmektedir.

Bu iki argümanın farklı hedefleri vardır. İlki, gerçek bir sonsuzun varlığının imkânını hedef alır (yani gerçek bir sonsuzun var olamayacağını söyler). İkincisi ise gerçek bir sonsuzun ardışık toplama yoluyla oluşturulma imkânını hedef alır. İlk argümanı daha önce Hedrick’in Hilbert’in Oteli Argümanına getirdiği eleştiriyi tartışırken ele almıştım[2]. Bu yazıda ikinci argümana odaklanmak istiyorum. Bu argüman esasen ilk argüman başarısız olursa devreye girer. Eğer gerçek bir sonsuz var olamazsa, o zaman kesinlikle ardışık toplama yoluyla var olamaz. Eleştirmenlerin ortak görüşü, ikinci argüman daha zayıf olduğu için bunun Craig için iyi bir şey olduğu yönündedir.

Her neyse, ardışık ekleme argümanına ilişkin tartışmam üç bölüme ayrılacaktır. İlk olarak, Craig’in argümanına bakacağım ve onu formel bir şekilde sunacağım. İkinci olarak, argümana yöneltilen iki eleştiriyi sunacağım. Üçüncü olarak, Craig’in argümanı desteklemek için kullandığı analojilerden birine (geri sayım analojisi) daha uzun bir bakış atacağım.

Burada söylediğim hiçbir şey orijinal değildir. Bunların çoğunu Wesley Morriston’un çalışmalarına dayandıracağım.

1. Craig’in Ardışık Eklemeli Argümanı

Craig’in argümanını anlamak için “gerçek sonsuz” kavramını iyi anlamak gerekir. Gerçek sonsuz en iyi şekilde küme teorisi bağlamında tanımlanabilir. Kısa ve öz bir tanım vermek gerekirse: bir küme, kendisinin uygun bir alt kümesine eşdeğerse, o kümenin gerçekte sonsuz sayıda üye içerdiği söylenebilir; burada “eşdeğerlik”, ilgili kümelerin üyelerini birbirleriyle bire bir örtüştürme olanağı olarak anlaşılmalıdır.

Bu muhtemelen kulağa son derece anlaşılmaz geliyor, ancak bir örnek verirsek daha anlaşılır olacaktır. Tüm doğal sayılar kümesini ele alalım (0, 1, 2, 3…). Bu küme gerçek bir sonsuzdur çünkü bu kümenin tüm üyelerini doğal sayıların uygun bir alt kümesiyle (örneğin tüm çift sayılar) bire bir örtüştürmek mümkündür. Aşağıdaki gibi:

(0, 1, 2, 3, 4, 5, 6….)

(0, 2, 4, 6, 8, 10, 12)

Mesele şu ki, gerçek bir sonsuz, sonsuz sayıda üyesi olan tam(eksiksiz) bir kümedir. Bu, sınırsız bir şekilde sürekli büyüyen bir küme olan potansiyel sonsuz ile aynı şey değildir.

Craig’in iddiası şu: Eğer evren var olmaya başlamadıysa, gerçekte sonsuz sayıda geçmiş olay içermesi gerekir. Aslında O, sonsuz sayıda geçmiş olayın var olamayacağını göstermek istemektedir, ancak bunu gösteremeyecekse daha dar bir iddiada bulunarak sonsuz sayıda gerçek olayın ardışık ekleme yoluyla oluşturulamayacağını göstermek istemektedir. Evren geçmişe doğru sonsuzca uzatılırsa olması gereken de tam olarak budur. Çünkü geçmişte meydana gelen her olay bir kümenin üyesi haline gelir ve sonraki her olay bu kümeye eklenir ve sonuçta gerçekte sonsuz sayıda üyesi olması gereken bir küme ortaya çıkar.

Craig’e göre problem bunun asla gerçekleşemeyecek olmasıdır. Bir kümeye bu şekilde üyeler ekleyerek gerçek bir sonsuz oluşturamazsınız. Şöyle bir örnek düşünün. 1914’ten bu yana ge.en yıllar kümesini ele alalım (bunu Morriston’dan çalıyorum). Küme şu anda 100 üye içeriyor[3]. Gelecek yıl 101 üye içerecek. Ondan sonraki yıl 102 üye içerecek. Ve böyle devam edecek. Varsayalım ki bu yılları ekleme işlemi hiç durmadan sürüyor, bu durumda elde edilen küme bir gerçek sonsuz içerir mi? Hayır; bu ne kadar uzun sürerse sürsün, sadece büyük ama sonlu sayıda üye içerecektir. Aynı şey geçmiş olaylar kümesi için de geçerlidir.

Özetlemek gerekirse, Craig’in argümanı şu şekildedir:

(1) Geçmiş olaylardan oluşan zamansal bir seri, ardışık toplama ile oluşturulan bir seridir.

(2) Ardışık toplama ile oluşturulan bir seri gerçekte sonsuz olamaz.

(3) Bu nedenle, geçmiş olayların zamansal serisi gerçekte sonsuz olamaz. (1 ve 2’den)

(4) Evren var olmaya başlamasaydı geçmiş olayların zamansal serisinin gerçek bir sonsuz olması gerekirdi.

(5) Dolayısıyla, evren var olmaya başlamıştır (3 ve 4’ten).

Bu elbette KKA’nın yalnızca ikinci önermesidir.

Peki bu argüman başarılı mı? Gelin bir bakalım.

2. Argüman sonucu baştan mı varsayıyor?

Argümanın anahtarı ilk adımdır (1 ve 2’den 3’e). İkinci adımı, oradan KKA’ya nasıl ulaşılacağını göstermek için ekledim. Argümandaki bu ilk adımın her iki öncülünü de eleştirmek mümkündür. Örneğin, öncül (1) tartışmaya açık olan bir A-zaman teorisine dayanır. Bununla birlikte, burada öncül (1)’e yönelik itirazları göz ardı edeceğiz ve bunun yerine öncül (2)’ye odaklanacağız.

(2) numaralı öncüle yönelik en basit itiraz, başlangıçsız bir evren modelini savunan kişiye karşı meseleyi baştan varsaydığıdır. Bu önermeyi desteklemek için kullandığımız analojiye geri dönelim. İlk üyeden başlayarak, gerçek sonsuz sayıda üyeye asla ulaşamayacağınız gerçekten de doğru gibi görünmektedir, ancak bu, yalnızca bir ilk üyeyle başlamak zorunda olduğumuzu varsayarsak geçerlidir. Başka bir deyişle, analoji yalnızca dizinin bir başlangıcı olduğunu varsayarsak ikna edici olur. Ancak evrenin tarihi söz konusu olduğunda tartışılan şey zaten budur.

Dediğim gibi, bu öncül (2)’ye yönelik en basit itirazdır. O halde Craig’in bunun farkında olduğunu ve çeşitli yollarla ondan kaçınmaya çalıştığını düşünmek şaşırtıcı değildir. Bunu başarabildiğinden emin değilim, ancak şimdi onun kaçınma yöntemlerinden birkaçını inceleyelim. İlk kaçınma yöntemi bizi soruna bakış açımızı yeniden yapılandırmaya zorlar. İlk üyesi olan bir diziyi (hatalı bir şekilde) hayal etmek ve oradan günümüze doğru ilerlemek yerine, günümüzden geriye doğru hareket etmeyi hayal etmemiz istenir. Bunu yaptığımızda, şimdiki olayın gerçekleşmesi için, ondan önceki olayın da, sonra ondan önceki olayın da, sonra ondan önceki olayın da ve bu şekilde sonsuza kadar devam etmesi gerektiğini görürüz.

Sorun nedir? Eğer her olay var olmak için kendinden önce gelen başka bir olaya ihtiyaç duyuyorsa ve olaylar dizisi ters-zamansal yönde sonsuza kadar uzanıyorsa, şimdiki zaman asla var olamazmış gibi görünüyor. Craig’in dediği gibi:

“Şimdiki zaman meydana gelmeden önce, ondan hemen önceki olayın meydana gelmesi gerekirdi; ve bu olay meydana gelmeden önce, ondan hemen önceki olayın meydana gelmesi gerekirdi; ve bu sonsuza kadar böyle devam ederdi. Böylece sonsuz geçmişe geri dönülür ve herhangi bir olayın meydana gelmesi imkansız hale gelir. Dolayısıyla, geçmiş olaylar dizisi başlangıçsız olsaydı, şimdiki olay meydana gelemezdi ki bu da saçmadır.” (Reasonable Faith, 122)

Bu ilginç bir argüman. Aslında sonsuz bir nedensel dizinin imkansızlığı iddiasıdır (ki bu da onu Thomist bir kozmolojik argümana dönüştürür). Ancak o zaman bile başlangıçsız bir geçmiş düşüncesine ciddi bir itiraz yok gibi görünmektedir. Her olayın bir nedene ihtiyacı olduğu doğru olsa bile, sonsuz bir geçmişte her olayın bir nedeni zaten vardır. Nedensellik, dizinin her aşamasında mükemmel bir şekilde iyi tanımlanmıştır, sadece, tüm dizinin kendisinin varoluşunun harici bir nedeni yoktur. Bunun harici bir nedeni olması gerektiğini iddia ederseniz, farklı bir tartışmaya girersiniz.

Morriston meseleyi oldukça güzel bir şekilde ortaya koymaktadır. Craig’in burada yaptığı şey, sonsuz olaylar dizisinin izini süremememizle ilgili bir argümanı, sonsuz bir olaylar dizisinin imkansızlığıyla ilgili bir argümanla karıştırmaktır. Ancak bu, sırf hepsini sayamadığımız için gerçek sonsuz sayıda doğal sayı olamayacağını iddia etmek gibidir. İkincisi ilkini gerektirmez.

3. Ters Geri Sayım Analojisi

Craig’in (2) numaralı önermeyi savunmak için kullandığı diğer strateji ise benim burada “ters geri sayım analojisi” olarak adlandırdığım şeydir. Bu, Craig’in neredeyse tüm tartışmalarında ve akademik çalışmalarında sunduğu bir düşünce deneyidir. Açıklamayı ona bırakıyorum:

“…diyelim ki sonsuzluktan beri saydığını iddia eden bir adamla karşılaştık ve şimdi saymayı bitiriyor: -5, -4, -3, -2, -1, 0. İşte bu imkansız. Çünkü, diye sorabiliriz, neden dün ya da önceki gün ya da önceki yıl saymayı bitirmedi? O zamana kadar zaten sonsuz zaman geçmişti, dolayısıyla bitirmiş olmalıydı. Gerçek şu ki, böyle bir görevi tamamlayan birini asla bulamayız çünkü daha önceki herhangi bir noktada zaten görevi tamamlamış olurdu.” (Philosophical and Scientific Pointers to Creation Ex Nihilo, s. 189-90)

Bu analojinin bir önceki argümanla aynı temel noktayı desteklemek için kullanıldığını görmek önemlidir: geçmiş sonsuz olsaydı, şimdiki zaman asla gelemezdi. Bununla birlikte, bu analojiyi çözümlemek bir önceki argümanı çözümlemekten daha zordur.

Morriston’un da belirttiği gibi, Craig’in burada yaptığı şey iki ayrı geçmiş seriyi ele almaktır: (a) geçmiş zamanlar serisi (ZS); ve (b) geçmiş olayları sayma serisi (OS). Hayal etmemiz istenen adam sayma olayları serisinin (O-n…O0) üyelerini sıralıyor, ancak bunu geçmiş zamanlar serisinin (Z-n…Z0) üzerine bindirilmiş olarak yapıyor. Craig o zaman bize şunu soruyor:

“Bu adam sonsuzdan beri sayıyorsa, neden O0’a Z-1 veya Z+100’de ya da hayal etmek istediğimiz herhangi bir Zn’de değil de Z0’da ulaşıyor?”

Bu Craig’i aşağıdaki argümana yönlendiriyor gibi görünmektedir (bu Morriston’un formülasyonudur):

(6) Eğer başlangıçsız bir sayım mümkünse, o zaman tüm sayma olayları serisinin şimdiki zamanda sonlanan zamansal konumlar serisinde yer almasının bir nedeni olmalıdır.

(7) Böyle bir neden/cevap verilemez.

(8) Bu nedenle, sıfırla biten başlangıçsız bir sayım mümkün değildir (ve dolayısıyla şimdiki an Z0 asla gelemez).

Bu argüman ve onu desteklemek için kullanılan analojiyle ilgili birkaç sorun vardır. Bir kere, orijinal düşünce deneyinin sonsuz sayıda negatif sayıyı saymak ile sıfıra kadar olan tüm negatif sayıları saymak kavramlarını birbirine karıştırdığı söylenebilir. Ancak bunu bir kenara bırakalım. Daha büyük bir sorun, bu türden herhangi bir çakışma için nedenler verilmesini talep ediyor gibi görünen öncül (6) ile ilgilidir.

Morriston’a göre, bu tür nedenler talep etmek, çok tartışılan yeter neden ilkesine, yani her şeyin varoluşu için bir nedeni olması gerektiği inancına geri dönmektir. Ancak bu, özellikle zaman ölçülerimiz ile geçmiş olaylar arasındaki çakışmaları açıklamak söz konusu olduğunda, abartılı bir talep gibi görünmektedir.

Bu noktayı anlamak için Craig’in düşünce deneyinin bazı özelliklerini görmezden gelmeliyiz. Sayan adamın dikkat dağıtıcı bir unsur olduğunun farkına varmalıyız. Craig’in asıl ilgilendiği şey, neden sadece sayma olayları serisinin değil de tüm geçmiş olaylar serisinin (Morriston buna makro-olaylar kümesi demektedir) T0’da sona erdiğidir. Ancak bu endişe, tüm geçmiş olayların akışının zamandan ayırt edilebilir olduğunu ve dolayısıyla iki seri arasındaki çakışmanın bir nedeni olduğunu varsayar. Bu, A-zaman teorisinde bile doğru görünmemektedir: olayların akışı kesinlikle zamanın geçişi değil midir? İkisi de aynı şeydir. Eğer bu doğruysa, Craig’in çakışmayla ilgili açıklama talebi, zaman ölçütlerimizi neyin açıkladığına dair sorulara karışıyor demektir. Ve bu tür sorulara verilecek ilginç yanıtlar da olmayacaktır. Şu soruyu düşünün: “Zaman dizisi neden başka bir zamanda değil de bu zamanda sona eriyor?” Cevap basitçe şu olacaktır: çünkü biz zamanı bu şekilde ölçmeyi tercih ettik. Bundan daha net bir şey söylenemez.

Morriston bu tespitin altını çizmek için bir analoji kullanmaktadır:

“Elimizde bir kumaş parçası ve on inçlik bir kumaş parçasını ölçmek için kullanmak istediğimiz inç cinsinden kalibre edilmiş bir ölçüm çubuğu olduğunu varsayalım. Açıkçası, kumaşın ucunu ölçüm çubuğunun ucuyla aynı hizaya getirebiliriz ya da ölçüm çubuğundaki bir inçlik işaretle ya da iki inçlik işaretle aynı hizaya getirebiliriz ve bu şekilde devam edebiliriz. Hangisini yapmaya karar vereceğimiz tamamen keyfidir. Basit çıkarma işlemlerini yapabildiğimiz sürece, on inçlik bir kumaş parçasını ölçerken sorun yaşamayız. Şimdi birinin şunu sorduğunu varsayalım: “Neden çubuğun kenarı kumaşın ucuyla aynı hizada? Neden bir inçlik işaret değil?” Bu soru, “ yeter sebep” türünden cevap gerektiren bir soru değildir” (Must metaphysical time have a beginning? 2003, p. 294)

Nihai nokta şudur: Craig, OS ve ZS arasındaki çakışmayı açıklamak için ispat yükünü başlangıcı olmayan bir geri sayımın savunucusuna yüklemeye çalışmaktadır, ancak böyle bir çakışmanın mantıklı bir açıklama gerektirdiğini düşünmek için hiçbir neden yoktur, özellikle de bu seriler aynı şeylerse.

Keith Yandell’den gelen son bir tespitle konuyu kapatmama izin verin. Craig’in, geçmişin bir başlangıcı olmadığı ya da şimdiki anın başlangıcı olmayan bir geçmişten geldiği fikrinin özünde saçma ya da çelişkili bir şey olduğunu göstermeye çalıştığını hatırlayın. Yandell durumun böyle olmadığını iddia etmektedir:

“Evrenin başlangıçsız olduğunu söylemek, herhangi bir geçmiş T zamanı için evrenin T’de ve T-1’de de var olduğunu söylemektir. Bahsettiğiniz herhangi bir T zamanı için, T ile şimdi arasında sonlu bir mesafe vardır. Yani evren T’den şimdiye kadar yavaş yavaş ilerlemiş olabilir. Dolayısıyla geçmiş bir zaman yoktur ki, evrenin o zamandan şimdiye kadar yoluna devam etmesi imkansız olsun. Evrenin başlangıçsız olduğu fikrinin içerdiği anlam, herhangi bir geçmiş T zamanı için, evrenin o zamandan şimdiye kadar gerçekten ilerlemiş olduğudur. Bu imkansız olmadığına göre, evrenin başlangıçsız olması da imkansız değildir. Craig’in argümanında bu akıl yürütme biçiminin tutarsız [ya da saçma] olduğunu gösteren tam olarak nedir?” (Does God Exist? Craig-Flew Debate, s. 106)

Cevap “hiçbir şey”.


Çevirmen: Kemal Furkan Onat


Kaynak: John Danaher, William Lane Craig and the Argument from Successive Addition, https://philosophicaldisquisitions.blogspot.com/2014/03/william-lane-craig-and-argument-from.html?m=1 , Erişim Tarihi: 14.01.2025


Dipnotlar

[1] Ç.N: Makale boyunca KKA=Kelam Kozmolojik Argüman olarak kullanılmaktadır.

[2] Ç.N: Bu makaleyi ilerleyen zamanlarda sitemizde çevireceğim.

[3] Ç.N: Makale 2014’te yazılmıştır.