Hiçlikten Yaratılış ve Hudus Delili – Hasan Kandemir
Felsefe literatüründe çokça tartışılan yoktan yaratma kuramı ve ona dair yapılan eleştirilere dair bir değerlendirmenin yerinde olacağını düşünüyorum. Bu konuyu Tanrı’nın varlığı, evrenin ortaya çıkması veya yaratılması, modern fiziğin verileri göz önüne alındığında hangi argümanların daha geçerli olup olmadığına dair tartışmalarda görmekteyiz. Öne sürülmekte olan Creatio ex nihilo (hiçlikten yaratılış) tezinin imkansızlığı iddiasının Hudus Delili üzerinden ve Klasik Kelam literatürü açısından ele alacağız.
Öncelikle hudus delilinin kelam literatüründeki formuna bakalım.
1. Her hadisin hudus bulması için bir sebep lazımdır.
– Sonradan var olan her şeyin bir nedeni vardır.
2. Alem hadistir.
– Evren sonradan var olmuştur.
S. O halde hudusunun bir sebebi olması lazımdır.
– Evrenin bir nedeni vardır.
Jonathan David Garner, ‘’Hiçlikten Yaratılış ve Kelam Kozmolojik Argüman’’ (Çev. Taner Beyter) başlıklı yazısında birkaç maddede hudus delilini eleştirmektedir:
1. Creatio ex nihilo (hiçlikten yaratılış) metafiziksel olarak imkansızdır. Hiçlikten hiç çıkar. (hiçlikten hiçlik çıkar.) Sezgilerimiz, var olmaya başlayan her şeyin (etkin bir) nedeni ve maddi bir nedeni olması gerektiğini söylüyor. Deneyimlerimiz de, var olmaya başlayan her şeyin maddi bir nedeni olduğunu destekler. Eğer maddi bir nedeni olmayan bir şey var olabilirse, o halde niçin hiçbir şey maddi bir neden olmaksızın var olamaz?
2. Eğer ki creatio ex nihilo metafiziksel olarak imkansız ise, o halde Kelam Kozmolojik argümanın ulaştığı sonuç da yanlıştır. (Çünkü) Kelam Argüman (KKA), tüm fiziksel gerçekliğin herhangi bir maddi neden olmaksızın etkin bir neden ile var olmaya başladığı fikrine/sonucuna ulaşmaktadır.
3. O halde, Kemal Kozmolojik Argüman’ın ulaştığı sonuç yanlıştır.
Sorun 1:
Öncül 1 kelam argümanının klasik formları için geçersizdir. Çünkü;
- Kelamcılar hiçlikten hiçlik çıkacağı konusunda hemfikirdirler. Hiçlik (yokluk) ’ten bir yaratılış olduğu tezini kabul etmezler. Çünkü Vacibu’l – Vücud (varlığı zorunlu olan varlık – Zat) olan bir varlığın zaman bağımsız bir şekilde var olduğunu, var olmak için herhangi bir nedene ihtiyaç duymadığını ve kendisi var olup diğer varlıkları yarattığını iddia etmektedir. Dolayısıyla bu literatür açısından her zaman en az 1 varlık Vacibu’l – Vücud (Allah) daima vardır.
- Burada yapılan hata argümanın doğru şekilde tasavvur edilmemesinden kaynaklanmaktadır. Zira “Creatio ex nihilo” nun geçerli olabilmesi için itiraz edilen görüşün bütün varlıkların sonradan var olduğunu savunması gerekmektedir. Hudus delili savunan kelamcılar yukarıda belirtildiği üzere her hadisin bir nedeni olduğunu iddia etmektedir. Hadis olmayan bir varlık var ise hadis olmayanların olduğu durum veya an hiçlik değildir. Zorunlu Varlık vardır. J.D. Garner burada ciddi bir hata yaparak modern dönemdeki W. L. Craig gibi felsefecilerin savundukları formu bile doğru bir şekilde ele almamıştır.
Konunun detaylandırılması açısından Sa‘düddîn Taftâzânî yoktan yaratma teziyle ilgili şöyle demektedir:
i. Âlem Allah’ın dışında bulunan ve Allah’ın bilinmesine yarayan bütün varlıkları ifade eden bir kelimedir. Mesela cisimler âlemi, arazlar âlemi, bitkiler âlemi ve hayvanlar âlemi gibi tabirler bu kabildendir. Âlem Allah’ın dışındaki varlıklara kullandığına göre Allah’ın sıfatları konu dışındadır. Zira Allah’ın sıfatları Allah’ın zatı olarak görülemediği gibi, Allah’ın zatından ayrı olarak da görülemez. Yerler ve üzerinde bulunanlar, gökler ve içinde bulunanlarla birlikte bütün parçalarıyla hadistir. Yokluktan varlığa çıkarılmıştır. Önceleri yok iken sonradan var kılınmışlardır.
Yine Hudus Delili ile ilgili analiz ve tartışmalarda Seyyid Şerîf Cürcani şöyle demektedir:
ii. Hâdis, yokluktan sonra varlıkla nitelenmiştir. Dolayısıyla hâdis, hem varlığı hem de yokluğu kabul eder. Şu halde hâdis, mümkündür. Her mümkün ise, daha genel durumlar bölümünde geçtiği gibi, varlığının yokluğuna baskın gelmesi için bir müessire muhtaçtır.
Sorun 2:
“Sezgilerimiz, var olmaya başlayan her şeyin (etkin bir) nedeni ve maddi bir nedeni olması gerektiğini söylüyor. Deneyimlerimiz de var olmaya başlayan her şeyin maddi bir nedeni olduğunu destekler. ” kısmı hiç açık olmayan felsefi olarak herhangi bir temellendirilmesi yapılmamış bir iddiadır. En başından sezgilerimizin kendisinin maddi bir nedeni olduğu bile gösterilmiş değildir. Sezgilerimizin maddi ve maddi olmayan neden arasındaki ayrımı nasıl yapabildiği, bunun hangi şekilde gösterildiği ise ayrı bir sorundur. Bu kısım bütünüyle kabule dayalıdır ve herhangi bir makul gerekçesi varmış gibi görünmemektedir.
Bu kısma dair bir diğer itiraz ise nedenselliğin kendisinin maddi bir nedeni var mıdır? Eğer yok ise sezgilerde olduğu gibi “Herşeyin maddi ve etkin bir nedeni olduğu” iddiası bu yargı ile çelişiyor gibi görünmektedir.
”Eğer maddi bir nedeni olmayan bir şey var olabilirse, o halde niçin hiçbir şey maddi bir neden olmaksızın var olamaz?”
Bu kısımda ise kelamcılar cismin nedene ihtiyaç duyan bir şey olduğunu ispat etmektedir. Yani cisim / madde var olmak için belli şartlara muhtaç ise o halde cismin nedeni gerekir. Bir diğer husus, cisim ya da madde olarak nitelediğimiz şey var olmak için kendisinden başka varlıklara da ihtiyaç duymaktadır. Başka varlıklara ihtiyaç duyan şey yine sonradan var olmuş olacaktır.
”Madde vardır.” Bu önerme doğru varsayılıyor ise yapılan itiraz şu şekilde değerlendirilir:

Madde var olmayı kendisinde barındırmayan varlık yüklemi ona eklenen şey olduğu için (bkz. Mümkün varlık) maddeye varlık yüklemini veren bir neden gerekir.
Mümkün hiçbir varlık kendisinde var olmayı taşımadığından, kendi varlığının nedeni de olması imkansızdır.
Sorun 3:
”Eğer ki creatio ex nihilo metafiziksel olarak imkansız ise, o halde Kelam Kozmolojik argümanın ulaştığı sonuç da yanlıştır. (Çünkü) Kelam Argüman (KKA), tüm fiziksel gerçekliğin herhangi bir maddi neden olmaksızın etkin bir neden ile var olmaya başladığı fikrine/sonucuna ulaşmaktadır.”
”Hiçlikten hiçlik çıkar.” ilkesi nedenin sonucu ile aynı türden olması gerektiği anlamına gelmemektedir. Maddi olan şeyler maddi olmayan şeylere neden olabildiği gibi, maddi olmayan şeylerin de maddi olanlara neden olması mümkündür. İmkansızlığı gösterilmemiş ve bu ilkeden çıkarılabilir bir sonuç da değildir. Bu ilke ancak varlığın sadece varlıktan türeyebileceğini veya daha farklı bir ifadeyle var olmayanın başka bir şeyin nedeni olamayacağı dolayısıyla bu durumun hiçliğe götüreceği, varlığın var olandan gelmesi gerektiğini göstermektedir.
Bu iddianın geçerli olabilmesi için varlığın yalnızca maddi olduğu ispat edilmelidir. Ancak bu hem metafiziksel olduğu için hem de ispat maddi olmadığından sonucu ile çelişecektir.
Buradaki çıkarım yanlıştır. Çıkarım literatürden dolayı değil öncülün sonucu gerektirmediği veya gerektirecek yeterli gerekçe ve argüman kurulmadığı bazı belirsiz varsayımlarla hareket edildiği için yanlıştır.
Kelam literatürü içerisindeki yapı daha önce de bahsettiğimiz gibi ”İmkan – Zorunluluk” kayıtları içerisinde incelenmiş olup varlık yükleminin kendisinde zorunlu olarak bulunduğu varlık haricindeki bütün varlıkların mümkün olduğunu, doğal olarak zorunlu varlığın nedeni ile var olduklarını ispat etmektedir.
Yazar: Hasan Kandemir
Kaynakça ve İleri Okumalar
Ebû Hâmid al-GAZZÂLÎ İTİKAD’DA ORTA YOL, ANKARA ÜNVERSTESİ İLÂHİYAT FAKÜLTESİ YAYINLARI 1971,S 22-29
TAFTAZANİ, ŞERHÜ’L AKAİD Taha Hakan Alp,Rıhle Yay. 2011,S 111
Seyyid Şerîf Cürcani,ŞERHU’L-MEVÂKIF III. S.10, Çev. Ömer Türker, İstanbul 2021
Seyyid Şerîf Cürcani,ŞERHU’L-MEVÂKIF III. S.498- 512, Çev. Ömer Türker, İstanbul 2021